Anasayfa    Özgeçmiş    Yazılar    Fotoğraflar    Yorumlar    Duyurular    İletişim      

BEACON DERGİSİ - RAŞEL RAKELLA ASAL

   BEACON DERGİSİ - RAŞEL RAKELLA ASAL



Nergiz'in gezileri ülkeleri tanımaya odaklı benzersiz deneyimlerdir. O
uzak denizlerde, sonsuz ufuklarda yol alır. Doğduğu topraklardan,
kültürden kopup uzaklaşıp başka bir kültüre odaklanır. Gelin hep
birlikte Nergiz'e kulak verelim.

SORU 1. Gezginci ruhunu kime borçlusun? Aile geleneğine mi veya ACI
da aldığın eğitimin sence bir etkisi oldu mu?


İkisinin de etkisi oldu sanıyorum. Özgürlükçü bir ruha sahibim.
Haksızlıklara katlanamıyorum. Görmeye, öğrenmeye açığım. Kendime
güveniyorum. Bütün bunlarda ailemin de ACI'ın da bana katkıları
olduğuna inanıyorum. ACI'dayken bir sene AFS öğrenci olarak ABD'ye
gitmem ufkumu çok açtı. Ayrıca aldığım eğitim benim açık fikirli
olmamı, insanları sevmemi, kendime güvenmemi sağladı. Bunlar olmadan tek başıma Latin Amerika gezisini yapmaya herhalde cesaret edemezdim.


Soru 2. Bizim kartpostallarda veya belgesellerde veya filmlerde
gördüğümüz ülkeleri sen bizzat gördün. Seni en çok etkileyen doğa
hangi ülkelerde?

Önceleri seyahatlere turlarla gidiyordum. Ancak 1999 yılında
Fotoğrafevi'nin Sarı Otobüsüyle ve Özcan Yurdanal'la İstanbul'dan
Nepal'e gidince gezilerimi daha küçük gruplarla yapmayı tercih ettim.
Otobüsle İran, Pakistan, Hindistan ve Nepal'e gitmek pek kolay bir iş
değildi ama zorluklarına rağmen çok keyifliydi

Bugüne kadar kırk beş ülkeyi gezdim. 2009 da altı arkadaşımla uzak
doğu ülkelerine gittim. En son da bu sene tek başıma dört ay Latin
Amerika gezisi yaptım. Gezmek deyince çeşitli şekillerde olabilir.
Kimi beş yıldızlı otellerde kalarak acentelerin düzenlediği turlarla,
kimi sırt çantası ve küçük bir bütçeyle gezer. Benim tercihim ikisinin
arasında bir yol. Küçük gruplarla, yaptığımız esnek rotalarla
gezmeyi tercih ediyorum. Tabi bu tür gezilerde çeşitli aksilikler
karşınıza çıkabiliyor. Örneğin Vietnam'a gittiğimizde onların
yılbaşı tatili olması, bizim de önceden program yapmamamızın sonucu uçak, otobüs ve tren bulamayınca minibüs kiralayıp yirmi dört saatte Hue'den Saygon'a gitmek zorunda kalmıştık. Bunda ne var diyeceksiniz ama Vietnam'da yollar motorsiklet dolu olduğu için karayoluyla biryerden bir yere gitmek inanılmaz vakit alıyor.



Yaptığım en maceracı gezi ise geçen sene dört ay tek başıma gittiğim
Latin Amerika gezisiydi. Benimle geleceklerini söyleyen arkadaşlarımın
gelmemesi, çok sevdiğim iki kişiyi son zamanlarda kaybetmiş olmam
bana hayallerimi ertelememeye karar verdirdi. Zira kırk kadar ülkeyi
gezmeme rağmen Latin Amerika'yı uzun süreli bir gezi için hep
ertelemiştim. Bütçem sınırlı olduğu için gezi sırasında hosteller'de
kaldım ve hep genç arkadaşlarım oldu. Zira benim yaşımda bu şartlar
tek başına dolaşan kimseye rastlamadım. Buenos Aires 'den başlayıp
Macellan boğazını geçerek Patoganya'ya indim. Oradan zigzag çizerek
Arjantin ve Şili'yi geçip Bolivya, Peru ve Meksika'yı gezdim. Gerek
orada yaşayan halktan gerekse çeşitli ülkelerden arkadaşlar edindim.
Macha Pucchi, Colca Kanyonu, İnka, Maya, Aztek kültürü gibi dünyanın
ilginç yerlerini gezdim.
Ayrıca Küba halkı ve sosyalizmiyle, Yemen ortaçağdan kalma haliyle,
Moğolistan göçebe yaşamı ve sonsuz düzlükleriyle, Kenya ise hala
doğada en ilkel şartlarda yaşayan Masai Mara halkıyla en etkilendiğim
yerlerdir.
Soru 3. Dış dünyada göremediğimiz kadar çeşitli insan manzaralarıyla
karşılaştın. Onca insanın arasındaki izlenimlerinden seni etkileyen
bir olay var mı?

Gezilerim sırasında beni etkileyen pek çok şey oldu. Ama galiba en
önemlisi dünyada yaşayan insanların çok fazla değişik din ve
dillerinin olması beni etkiledi ve tolerans düzeyimi arttırdı.
Hindistan gezimde Hinduizmi tanıdım ve çok etkilendim. Hinduların
milyonlarca tanrısı var ve aynı zamanda bilgisayar konusunda çok
ileriler. Bu bana çok çelişkili gelmiş ve anlamakta zorlanmıştım.
Latin Amerika gezimde de insanların eski pagan gelenekleriyle
Hristiyanlığı nasıl iç içe geçirdiklerini görmek paçamama dedikleri
toprak anayla Meryem'i eşleştirmeleri çok ilginçti. Budizm ise başlı
başına başka bir inanç.

Soru 4. Fotoğrafçılık, karşı konulmaz çekiciliği olan, büyüleyici ve
gizemli bir evren. Her zaman, uzaktan gelmiş bir yabancı kimliğinle,
o heyecan verici, o bilinmezliklere açılan ülkelerde fotoğraflar
çektin. Bunları her geziden sonra bir dia gösterisi olarak
gerçekleştirdin. Bu dialarda konferanslar veya çektiğin ülkeler
hakkında konuşmalar yapıyor musun?

1990 yılından beri fotoğraf çekiyor ve dünyayı geziyorum. Gerek
kişisel gerek karma fotoğraf sergilerine katıldım. Gezdiğim ülkelerle
ilgili pek çok dia gösterisi yaptım. Benim için fotoğrafın estetik
yönünden çok belgesel niteliği daha önemli. Onun için dia
gösterilerimi sanatsal gösteriden çok belgesel olarak düzenlemeye
çalıştım. Yani gezdiğim ülkelerle ilgili yaşam tarzını, kültürlerini
anlatarak yapmaya çalıştım. Örneğin Küba ile Yemen'i arka arkaya
izletmek çok çarpıcı oluyor. İki ülke birbirinden o kadar zıt ve
farklı ki. Biri bütün imkânsızlıklarına karşı çok medeni diğeri bütün
zenginliklerine rağmen çok geri kalmış.

Soru 5. Oldukça zengin bir gezgin birikimin sana zengin bir kültürel
birikim de getirdi. Böylesi bir birikimi nasıl değerlendiriyorsun?
Bu konuda anılarını yazmayı hiç düşündün mü?

Anılarımı yazmayı düşünmüyorum. Bu konuda biraz tembelim galiba. Yazı
yazmak benim için çok kolay değil. Ayrıca o kadar çok gezi kitabı,
belgesel var ki ben onlar kadar güzel yazamayabilirim diye
düşünüyorum. Ancak zaman zaman yazdığım gezi yazılarım çeşitli
dergilerde yayınlandı. Latin Amerika gezimi de anı gibi bir blogda
topladım. İlgilenenler
http://nergizovacik.blogspot.com adresinden okuyabilirler. Ayrıca bazı
gezilerim ve yazılarım da http://nsovacik.blogspot.com adresinden
okunabilir.


Soru 6. Özyaşam öykünü okuyan biri olarak savrulmaya, değişim
rüzgârına kendini korkusuzca kaptırabilen bir yapıya sahipsin. Kendini
bu konuda nasıl tanımlarsın?

Savrulma sözünü pek sevmedim. Ama inandığım konularda cesaretli
olduğum söylenebilir. Hayatım boyunca haksızlıklara elimden
geldiğince direnmeye çalıştım. Gerek sosyalist gerek feminist olmam bu
karakterim sonucudur diye düşünüyorum. Dünyayı gezme tutkumu nasıl
açıklayabilirim onu bilemiyorum. Pek çok kişinin yapmak istediği ama
beceremediği bir konu bu diye düşünüyorum. Burada da önceliklerimi
doğru değerlendirdiğimi düşünüyorum. Gezgin olmak için elbette vakte
ve paraya ihtiyacın oluyor. Ama lüksünden fedakârlık ederek çok küçük
bütçelerle gezme olanakları olduğunu unutmamak gerekir.



Nergiz Savran Ovacık'ı size tanıtmak istedik.

Emeklilik günlerinin tadını kışın İstanbul'da yazın Foça'da geçiren
Nergiz'e bu güzel söyleşi için teşekkür ederim.
Raşel Rakella Asal


Fotoğraflar


[Fotoğrafı büyültmek için üzerine tıklayın.

1687


YORUMLAR

Bu yazı için henüz yorum yazılmamıştır.




© Ekim 2015, NergizOvacik.com