Anasayfa    Özgeçmiş    Yazılar    Fotoğraflar    Yorumlar    Duyurular    İletişim      

ACEMİ BİR MİÇONUN YARIŞ MACERALARI

   ACEMİ BİR MİÇONUN YARIŞ MACERALARI



Bir arkadaşım beni arayıp Foça’daki yelken yarışlarına katılmak isteyip istemediğimi sorduğunda sevinçten uçacağımı sanmıştım. Geçen sene aldığım yelken derslerini bir iki kere bindiğim teknelerde denemiştim ama bu bir yarıştı. Ciddiydi. Ve gerçekten öğrenip öğrenmediğimi anlayacaktım. Sevinçle, heyecanla ve minnettarlıkla kabul ettim. Kalbim pır pır ediyordu.. Ancak yarış günü yaklaştıkça aldı mı beni bir endişe. Ya çok iddialıysa ekip.? Ya ben beceremezsem.ve ekibi yüzüstü bırakırsam.?. Bu endişeleri kafamdan atmaya çalışarak geçti son günler.

Yarıştan bir gün önce ekiple tanıştım. İbrahim bey ve eşi Özden hanım. Sağlam teknesinin sahipleri. Deniz aşığı, yürekli, sevgi dolu bir çift. Yarışlara Foça Yelken Kulübünü desteklemek amacıyla katılmışlar. Deniz genç miçomuz. Yelkenci. Telaşlı. sevimli. Ve tabi 2. Kaptan Nihat. Titiz, kurallar konusunda bizi uyaran biraz da huysuz bir adam. İlk tanışma beni biraz olsun rahatlattı. Ekibin oluşumu, tavrı ,tarzı bana uygundu. Her türlü yarışmanın esas amacı keyif olmalı diye düşünürüm her zaman. Yoksa fazla hırs yapıp hayatı zehir eden bir tarz benim tarzım değil en azından.

Sağlam teknesi 9 metrelik ahşap bir tekne. Ben tahta bir tekne dedim diye yarış boyunca benle dalga geçildi. Denizcilikte belli terimler var. Örneğin ip demek yok halat diyeceksin. Tahta tekne değil ahşap tekne ,sağ sancak sol iskele bunlara dikkat etmedin mi Nihat’tan zılgıtı yiyorsun.

İlk günün sabahı heyecanla kalkıyorum. Yarışı destekleyen Lipton firmasının verdiği görgüsüz T-şörtleri giyiyoruz. Görgüsüz diyorum zira her tarafına koca koca LİPTON yazdırmışlar. Diğer teknelerde bir telaştır gidiyor.. Tekneler. zincirler dahil yük azalsın diye boşaltılıyor. Bizim teknede tam tersi. İçkiler, meyvalar , etler geliyor. keyif teknesi yani.

Yarış başlama yerine gidiyoruz. Ekip Alesta. Maalesef pek rüzgar yok. Bizim tekne hava düşükse öbür teknelerle rekabet edemiyor. Nitekim bütün gayretlerimize rağmen en arkadan nal topluyoruz. Benim poyraz poyraz diye bağırıp çağırmalarımın bile bir faydası olmuyor. Sonunda sıkılıyoruz . zira herkes yarışı bitirmiş biz hala yelkenle gitmeye çalışıyor. Çoğunluğun kararıyla bir koya girip denize girmeyi yarışmaktan (yarışamamaktan ) evla görüyoruz. Hadi bu benim ilk yarışım . Ama öbürlerine ne oluyor di mi? o günün bitimine kadar yarış komitesine bilgi vermediğimiz için diskalifiye oluyoruz. Sonuncu olmaktan beter bir şey bu diskalifiye işi. Genel sıralamada puan kaybediyorsun. Nihat hariç hiçbirimiz yarışı ciddiye almasak bile üzülüyoruz. Bundan sonra yarışı bitirmeden denize girmek yok.

Akşam muhteşem bir sofra kuruluyor. Teknede en önemli şey her şeyin yerli yerinde olması. Yer dar olduğu için aradığını el atınca bulman lazım. Her ne kadar Sağlam Teknesinin içi de epey ferah.

Ertesi gün rüzgar iyi. Bu iyi haber . Zira o zaman bizim teknenin bir şansı var. İddialı olmasak bile yarışa katıldıysan bir rekabet duygusu kaplıyor insanı içini. Kaptanın direktifleri doğrultusunda bütün ekip can siperane çalışıyoruz. Tremolalarda pür dikkat. Yumuşacık bir insan olan İbrahim bey aslan kesiliyor. Bağırıp çağırıyor. Ben ki nefret ederim bağırışlardan o telaş içinde aldırmıyorum. İşin raconu bu zaten. Heyecan içinde sakin olmaya imkan yok. Bu gayretlerimizin sonucunda günün sonunda grubumuzda birinci oluyoruz. Birincilik beni çok sevindiriyor ama itiraf etmeliyim ki bizimki gibi büyük ahşap tekne iki taneydi. ama yine de biz birinci olduk) Düşünebiliyor musunuz ben hayatımda ilk yarışa katılıyorum ve bir başarı belgesi alıp sahneye çıkıyorum. Çok mutlu oluyorum. Üzerinde lipton yazan uyduruk kağıt parçasını yıllardır saklıyorum.


Fotoğraflar


[Fotoğrafı büyültmek için üzerine tıklayın.

1293


YORUMLAR

Bu yazı için henüz yorum yazılmamıştır.




© Ekim 2015, NergizOvacik.com