Evet eminim kime sorarsanız tecavüze karşıdır. Ama yine de bir kadın tecavüze uğradı mı özellikle erkekler tecavüze uğrayan kadının erkeği tahrik edip etmediği üzerine tartışabiliyorlar. Nitekim 1998 de yapılan bir araştırmada “kadınlar dış görünüşleri ve davranışları ile ırza geçmeyi kışkırtır” görüşüne araştırmaya katılan polislerin yüzde 64’ü stajyer hakim ve avukatların yüzde 54’ü evet cevabını veriyor. Yani eğer dış görüşünüz ,kıyafetiniz ,davranışınız toplumun değer yargılarının dışında ise,toplumun “hafifmeşrep” diye nitelendirdiği bir durumda ise siz kadın olarak ırza geçilmeyi kışkırtır durumdasınız. Bu şartlarda tecavüze uğrayan bir kadın polise ve hakimlere nasıl güvenebilir ki? Tecavüze uğrayan bir kadın şikayette bulunursa muhtemelen bütün özel hayatı didiklenecek,
“ahlaklı“ olup olmadığı sorgulanacak, acaba tecavüzcüyü tahrik etmiş mi etmemiş mi araştırılacaktır
Yıllar önce beni çok etkileyen Jodie Foster’ın başrölü oynadığı bir film izlemiştim. Filmi adı “Sanık” tı. Filmde başrol oyuncusu kadın, Sarah, bir bara gidiyor. Kıyafeti açık saçık. Barda bir adamla dans ediyor ve adam da bu kadar serbest bir kadına tecavüz etme hakkını buluyor. Bardaki diğer erkeklerde tecavüze katılıyor. Ve bunu ellerinde bira bardaklarıyla keyif içinde “erkekliklerini” kanıtlama adına yapıyorlar. Film bu olayın üzerine gelişen mahkeme safahatını anlatıyordu. Ve mahkeme Sarah’ın erkekleri “tahrik ederek “ tecavüzü hak ettiği üzerine gelişiyor. Film kadının her şart altında “hayır” deme hakkı olması gerektiğini savunuyordu.
Gerçektende “tahrik etme” üzerine kurulan bir mantığın sonu olabilir mi? Kime göre tahrik etme.? Kim hangi erkeğin ne zaman tahrik olacağını bilebilir ki? Bir tanesi pantolon giyen bir kadından,diğeri etek giyenden etkilenebilir. Bu erkek milletinin neden tahrik olup olmadığını bu yaşıma geldim hala anlamış değilim. Kadınların erkekleri tahrik ettiği için suçlanmaları tarihler boyunca ve bütün dinlerde mevcuttur. Kadın içinde şeytan ve kötülüğü barındırır bunun için de örneğin İslam’da kara çarşaflar içinde kapanmalıdır. Yani erkek tahrik olmasın diye kadın örtünmelidir. Varılan nokta burasıdır. Kimse de dönüp adama “sen de tahrik olma be adam” demez.
Feminist kadınların 1998 yılında açtıkları “bedenimiz bizimdir “ kampanyası bu açıdan çok önemlidir. Kadınlar istediği gibi giyinebilmeli , kocaları dahil istemiyorlarsa zorla cinsel ilişkiye girmeye zorlanmamalıdır. Tecavüzün ve saldırganlığın suçu kadınlara değil erkeklere ait bir suçtur. Erkekler de “tahrik olmamayı” öğrenmeli ve eğer kadın “HAYIR” diyorsa ona saygı göstermelidirler.