FARFARA KÖŞESİ: OROSPU VE MİLLİ OLMAK ÜZERİNE
FARFARA KÖŞESİ: OROSPU VE MİLLİ OLMAK ÜZERİNE
“ MİLLİ OLMAK ”
“Gol atmak” ve “Milli olmak” terimlerini yeni öğrendim. Genç erkeklerin ilk defa cinsel iliÅŸkide bulunmasına “Milli olmak”, boÅŸalma sayısına da gol atma derlermiÅŸ! CinselliÄŸin bir futbol rekabetine dönüştürülme zihniyetini çok güzel ve çarpıcı bir ifadesi. Bu zihniyetteki bir kiÅŸiyle nasıl düzgün bir iliÅŸki kuralabilir, nasıl keyifli bir cinsellik yaÅŸanabilir? Olaya bu kafada bakan bir erkek, çok gol atma telaşı ve rekabeti içinde cinselliÄŸini nasıl yaÅŸayabilir?
Bir arkadaşımın cinselliÄŸi denemek isteyen on altı yaşındaki oÄŸluna birlikte olması için kendisinden on yaÅŸ büyük bir kadın bulduÄŸunu, cebine parasını koyup gönderdiÄŸini duyunca bu ve buna benzer binlerce soru takıldı aklıma . Genç adam “Milli olduÄŸunu” “beÅŸ gol attığını” anlatıyor.
Babası da oğluyla kurduğu bu ilişkiden mutlu. Buna bir diyeceğim yok. Hepimiz çocuklarımızın iç dünyasına girmek isteriz. Ama bu arkadaşım, kızına da on altı yaşında cinsel deneyinimini başlatması için yardımcı olacak mı? Cinselliğin bir kadını becermek olmadığını ,atılan golün üç mü beş mi olduğunun kadınlar açısından çok da fark etmediğini oğluna anlatacak mı? Ya da o bunun farkında mı? Cinselliği rakibe gol atmak, becermek olarak değil de paylaşmanın en üst noktası olarak gören bir nesil yetiştirebilecek miyiz?
KİME OROSPU DENİR?
Uzun süredir bir kadının diÄŸerine “orospu” dediÄŸini duymamıştım. En azından bizim çevremizin bu kavramla kadınlara yüklenen deÄŸer yargısını red ettiÄŸini düşünüyordum. Bir tanıdığımın, oÄŸlunun kız arkadaşı için bu kelimeyi kullanması ve kızımın da buna hak vermesi beni çok fazla üzdü.
Bu genç kadın neden “orospu” tanımına layık görülmüştü? Gerçekten çok genç bir kadındı bu : Sanırım en fazla on dokuz yaşında. Yurt dışında doÄŸmuÅŸ ve yetiÅŸmiÅŸ tipik, tutucu bir türk ailenin kızı. Türkiye’ye gelmiÅŸler ve genç kadın yurt dışındaki rahatlığı ile küçük kasabada bir takım erkeklerle beraber olmuÅŸ.-Tabii bunların ne kadarının doÄŸru olduÄŸu da belli deÄŸil. Benim burada sorgulamak istediÄŸim olaylar deÄŸil; zihniyet.
Bu erkeklerin bazıları genç kadının arkasından onunla yattıklarını ima eden laflar atıyorlarmış. Kızım bu olayda genç kadını suçlu olarak görüyor ve onun artık düzgün bir iliÅŸki kuramayacak kadar “kirlendiÄŸine” karar veriyordu. Tabi oÄŸluna kızı layık görmeyen anne de. Halbuki gerek arkadaşım gerekse kızım, bu konularda ve kendi yaÅŸamlarında hiç de tutucu deÄŸiller. Onlarla kadınların cinsel özgürlüğü üzerine saatlerce tartışıp her konuda anlaÅŸabiliriz. Ama bu konu özele yansıyınca , erkek deÄŸer yargılarının ne biçim içimize iÅŸlediÄŸi hemen ön plana çıkıyor. “Bekaret de neymiÅŸ!” denip kadının üç kiÅŸiyle mi yoksa on kiÅŸiyle mi birlikte olduÄŸu, birlikte olduÄŸu kiÅŸilerin “kalitesi” -yani kendi deÄŸer yargılarına uygun olup olmadığı-, erkeklerin arkasından konuÅŸup konuÅŸmadığı-sanki konuÅŸmayan erkek varmış ve erkeklerin konuÅŸması kadının suçu imiÅŸ gibi-bir takım safsatalarla erkek egemen toplumun deÄŸer yargılarına uyum gösteriyoruz.
Kadınlar olarak aleyhimize iÅŸleyen bu deÄŸer yargılarını yeniden üretmemek için kendimizi sorgulamalıyız. Ahlaklı ve ahlaksız olmanın tanımlarını yeniden yapalım, ve hiçbir kadına “OROSPU”damgasını biz kadınlar vurmayalım.