MMO ile belki bir yardımım dokunur diye gittiğim Yalova Depreminde hissettiklerim..
Dergi için izlenimlerini yaz dendiğinde uzun uzun düşündüm ne yazabilirim diye. Her yerde yazılan ve anlatılanlardan farklı bir şey söylemek zor sanki. Bildiğiniz duyduğunuz cümleler olsa da aşağıda izlenimlerim.
- Giderek duyarsızlaşma denen şeyin ne olduğunu anlamak. İlk başta yıkıntıları gördüğünüzde ağlarken bir süre sonra uyuşmanın getirdiği hissedememe duygusu . Daha doğrusu sanki o her yıkıntının altında ölen insanların acısının içinize yavaş yavaş işlemesi. Bir yerlere yerleşmesi. O anda duyarsızlaştım diye düşünürken o acının sizinle birlikte yaşaması. Yavaş yavaş zaman içinde dışarı çıkması.
- Çok sayıda . ağlayan yaşlı, genç erkekleri görmek
- 20 daireli yerle bir olmuş bir apartmanda kaç kişi yaşıyordu acaba hesabını yapmanın; bunu aynı durumda olan diğer binalarla çarpmanın, çarpamanın acısı
- Annesi ölen 15 günlük Büşra’yı emziren dört çocuklu kadının beşinci çocuk olarak Büşra’ya sahip çıkması.
- Büşra için bebek taşıma torbası bulmak
- 10 yaşında çocukların yıkılan dükkanlardan 45 numara ayakkabı alıp sevinmelerinden mutlu olup müdahale edememe
- Her ambülans sesi duyduğunda içinde bir sevinç kıpırtısı duymak. Ambülans ses çıkarıyorsa demek ki en azından göçük altından yaşayan bir kişi daha çıktı diye düşünmek.
- İnsanların ekmek, karpuz stoklarının yanında ceset torbalarını da stoklayıp yıkılan evlerinin önündeki çadırlarda cesetlerin çıkmasını beklemesi.
- Sekiz saat kurtarmak için çalıştığınız 3.5 yaşındaki çocuğun son dakikalarda ölüp cesedinin çıkmasındaki umutsuzluk duygusu.
- Yıkıntılara bir tıkırtı duymak umuduyla “kimse var mı diye” bağırmak, duvarlara vurmak
- Göçük altında yaşayan birinin sesini duymak ama ulaşamamak. Ve orda o insanı ölüme terketmek
- Canlıları tesbit eden köpeklere dua eden kadınları dinlemek
- O felaketin içinde hırsızlık yapıp bir de onu yakalayan kadını aşağı atan insanlar.
- Yıkıntılar altından canlı birinin daha çıktığını, çıkarttığını bilmenin. duymanın mutluluğu ve bunun gözlerdeki pırıltısı
- Kriz masasının acizliği
- Birşeyler yapmak için çırpınmak ama ne yapacağını bilememek
- Bundan sonrasını planlamak, Unutmamak, Unutturmamak için ne yapabilirim diye kafa yormak
- Ölülerini görünceye kadar inanmayan yakınları
- Anne ve babasının cesedini çıkarmak için çabalayan gençler.
- Ailesinden beş kişinin öldüğünü normal ses tonunda anlatan insanlar